Sıkılmaya Başlayalı Çok Olmuştu Zaten…

İngilizce İçerik

Bilmiyorum bu yazıyı kaç kişi okur ya da geçer ama son günlerle ilgili yazmadıkça kendi kendime konuşan beynimi susturamayacağım belli ki. Bu yüzyılda ilk kez herkes ilk defa sanırım “Herkes” oldu; kimsenin kimseden bir üstünlüğü ya da eksikliği yok. Her akşam canlı yayına çıkan Sağlık bakanını bile bizlerden biri gibi görüyorum; bazen “Maskesiz korumasız neden televizyonda” diyorum, bazen biz demeden kendisi yanına yaklaşan yardımcıya “Fazla yaklaşmayın” bana demekten alıkoyamıyor kendini…

“Her şeyin başı sağlık” demeyi “İyi misin” demek kadar sıradanlaştırmıştık belki de her şey gibi ve bir o kadar “sınıflandırmıştık” birbirimizi. “Oysa herkes eve gidince çorabını salonun ortasına çıkarıp fırlatıyordu” evden çıkabildiğimiz zamanlarda. Şimdi o fırlatılan çorap bile bize kendini kaldırtıyor “pis” ve “dağınık” diyoruz, dün sildiğimiz yerler sanki bugün bir kez daha pislenmiş, pislenmemişse de kesin pislenmiştir biliyoruz; çünkü kendimizi izliyoruz. Bazı evler tek başına “üretmeye” çalışırken kalbinden sesler duyuyor belki de bir ses duymak için saatlerce telefonla konuşuyor ya da sadece kalbinden gelen sesleri dinliyor hiç dinlemediği, duymadığı, anlamlandırmadığı kadar onlarla sohbette.

Kimi evlerde iki kişi bir eve hatta bazen bir bedene sığmaya çalışıyor, dün tanıdığını bugünlerde aslında hiç tanımadığını fark ediyor belki de. Dün dünde kaldığı için değil, sen hiç “sen” olmadığın için, ilk defa en özgür alanında yalnız olmamayı öğreniyor. Kimisi de birini yeniden tanımaktan büyük keyif alıyor, tadını çıkarıyorlar beraberce, yarınlarda beraberce “olmak mı olmamak mı” bunu yaşarken, belki de ileride bugün birbirlerine verdikleri şanstan sebep başkalarıyla mutlu olabilecekler. 

Kimi evler de çok kalabalık, o kalabalıkta sesler o kadar yükseliyor ki çoğu zaman belki de kaçıçak bir oda bile yok. O kalabalıkta arıyor mutluluğu huzuru… Bazen bulamıyor, bazen de hiç sarılmadığına sarılabildiği için şanslı olduğunu farkediyor…

Çok sıkılmamış mıydık zaten her birimiz her şeyden? Herkes istemiyor muydu bir şeyler değişsin, değişiyor işte… Bunu da “biz istedik” kimse demesin sakın “ben istememiştim” diye kendine yalan söyler bugüne kadar yaptığı gibi, kandırmasın kendini. Kimimiz “Allah” diyip istedi, kimimiz “Evren” diyip veya başka bir şeyler, inandığımız yegâne o şey her neyse ama hep şikayetederken bulduk. “Olmuyor bir şeyler” dedik, çünkü hep fazlasını istedik, elimizdekini görmeden onun tadına bakmadan hep daha fazlası… Ne olanın kıymetini bildik ne de gelenin, belki de zamanla geleceğin, sabretmedik; sabretmek yerine yine tüketip istedik üstelik bu kez hırslarla, egolarla… 

Ne oldu peki şimdi? Allah’tan isteyene Allah kendi evinin bile kapılarını kapadı, onlarca müslüman ne gidebildi ne de dönebildi. Başka bir inancı olan peki? Biz şimdi evlerimizdeyken o sokaklarda mı geziyor her istediği mi oldu? Herkes eşit. Herkes şu an kalbi kadar bir odaya sahip ve o odanın içinde barınmak için tutunacak bir dala… Bırakın içiniz aksın, dökülsün tüm duygularınız… Korkmayın, kimse sizi duymayacak zaten, kendimizi bir görelim ve ona sımsıkı sarılalım, bu herşeye değer…

Tarih: 18.04.2020

It has been a long time since I started to get bored.

I do not know how many people read or pass this article, but it is obvious that I will not be able to silence my brain speaking to myself unless I write about the last days. For the first time in this century, I think everyone has become “Everyone”; nobody has any superiority or deficiency over anyone. I even see the Minister of Health, who goes live every night, as one of us; sometimes I say “Why is he on TV without a mask?

We had made saying “Health is the top of everything” as ordinary as saying “Are you okay”, like everything else, and we “classified” each other as much. “However, when everyone went home, they took their socks off in the middle of the living room and threw them” when we could leave the house. Now even those thrown socks lift themselves up to us, we say “dirty” and “messy”. We know that the places we wiped yesterday are as if they were dirty once again today, even if they were not dirty; because we watch ourselves. While some houses try to “produce” alone, they hear voices from their heart, maybe they talk on the phone for hours to hear a voice, or just listen to the voices from their heart, they are in conversation with them as much as they never listen, hear or understand.

In some houses, two people try to fit into a house, sometimes even a body, and maybe he realizes what he knew yesterday that he does not actually know at all these days. Not because he was yesterday, but because you were never “you”, he learns for the first time not to be alone in his freest area. Some of them also enjoy getting to know someone and they enjoy it together, while experiencing this together “to be or not to be” in the future, maybe they will be happy with others because of the chance they give each other today.

Some houses are also very crowded; voices are so loud in that crowd that most of the time, maybe there is not even an illegal room. He is looking for happiness and peace in that crowd… Sometimes he cannot find it, and sometimes he realizes that he is lucky because he never hugs it…

Were we not too bored with each of us already? Didn’t everybody want something to change, it is changing… Nobody should say that “we wanted” and he lied to himself saying “I didn’t want it” as he has done so far, don’t be fooled. Some of us said “Allah” and asked, some of us said “Universe” or something else, whatever that is the only thing we believe in, but we always found it complaining. We said “something is not happening” because we always wanted more, more without seeing what we have, without tasting it… We neither appreciated what happened, nor what came, maybe it will come in time, we were not patient; Instead of being patient, we wanted to consume it again, and this time with ambitions, egos …

What happened now? “Allah”, who asked “Allah”, even closed the doors of his own house, and dozens of Muslims could neither go nor return. Any other beliefs? Was he walking around those streets when we were in our homes now and had everything he wanted? Everyone is equal. Everyone has a room as big as his heart right now and a branch to hold onto to stay in that room… Let all your feelings pour out… Don’t be afraid, nobody will hear you anyway, let’s see ourselves and hug him tightly, it’s worth everything…

Date: 18.04.2020

Reyhan Miray Reyhan tarafından yayımlandı

Burcum Balık yükselenim Yengeç: Tüm derdim Deniz. Çok yazarım, çöp adam bile Çizemem, Dünyayı gezmeyi ve uçmayı aşırı sevdiğim doğru... Birde Dünyanın en mükemmel çocuğu Demirin Mimi'siyim. Size anlatıcaklarıma inanamayacaksınız ama bigün denizden babam çıkcak diye bekliyorum 🤷🏼‍♀️

Yorum bırakın